Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Her toplumda, halkın toplum işlerine faal bir şekilde ve işbirliği halinde iştirak edip etmeyeceğini bir dereceye kadar tayin eden ve işbirliği halinde hareket edecekleri veya direnç gösterecekleri tarzı hemen tamamen tayin eden bazı geleneksel davranış tarzları gelişir. Bu, yukarıda ifade edilmişse de ayrıntılı bir açıklamayı gerektirir .
Yunanistan’a dair son bir rapor, yunanlıların dehşetli bir şekilde sadık bulundukları “bir grup içinde doğmuş” olduklarına işaret etmektedir. Bundan başka onlar, bu grup üyelerle işbirliği yapmağa alışkın olup, büyük kişisel fedakarlıkla grup için anlamı olan grup projelerini yürütürler. Anacak şahsi olamayan büyük amaçlar için işbirliği arayan hükümet, düşüncelerine karşı bir dirençle karşılaşır.
Hükümet işbirliğini, hem on günde bir çıkan neşriyatında ve hem de öğüdünün ifadesinde, harple eşit değerde tutmaya çalışıyordu. Fakat kırıp ayırıcı santralizasyon, nefret edilen müdahale değişmeyip halile kalmaktadır. Çiftçilerden “mecburi serbest iş” istenmekte, ve köylerin ıslahı için mecburi kooperatiflerden müteşekkil bir sınıf bulunmaktadır. Bunlar uzun deney sonucu doğan hünerle atlatılıyor, bir köy projesi üzerinde çalışmak üzere sabahın dördünde kilise çanı çalındığında herkesin kalktığı bir köye dair de son bir rapor bulunmaktadır. İş, yeteneği ve fark gözetmemesile saygı gösteren bir köylünün liderliği altında yapılmıştır. Önceden mevcut işbirliği örneği kullanıldığında ortak refah için köylülerin elbirliği ile çalıştıkları görülmektedir.
Bir çok toplumların, hangi grupların diğer bazı gruplarla, hangi cins proje üzerinde, ve hangi özel usul dairesinde işbirliği halinde çalışacaklarını tayin yönünden deneyleri vardır. Yazar, toplum idare meclisi tarafından başlatılan hemen her projenin, Anglikan müstesna, her kilise tarafından tam destek bulduğu bir toplum hatırlamaktadır. Bu başlangıçta sadece Anglikan yüz papazının direnci gibi görülmüşse de daha yakından yapılan inceleme, Anglikanların gelenek itibariyle ayrı kalmış yüksek bir sınıf olduklarını ve katolik, kilisesinden şüphe ettiklerini göstermişlerdir. Hakikatte, toplumun akıllı insanları şöyle diyecekler: “Bu şimdiye kadar böyle olagelmiştir; Katolikler içeri girerse, Anglikanlar dışarıda kalır”. Başka toplumlarda kenarda kalmağa hazırlananlar, başka kiliseler, başka sınıflar ve başka olacaktır. Ancak bir çok toplumların özel çalışma usulleri, neyin “doğru ve uygun” eylem metodu olduğuna dair kendi kavramları, ve hareket için en uygun temponun ne olduğuna dair kendi duyguları vardır.
Dört kültürde toplum davranışına dair son bir tahlil bu nokta da öğreticidir. Bu inceleme, başkan ve komite üyelerinin üzerlerine aldıkları tamamen farklı sorumlulukları, ve Çin, Birleşik Amerika, Yakın Doğu, ve Güney Amerika’da komite dahilinde iş idare etmenin oldukça farklı usullerini göstermektedir. Tasdik edilmesi daha az kolay olan şey, Birleşik Amerika ve Kanada içerisinde değişik gruplar arasında da bazı farkların bulunduğudur. Islahatçı eğiticiler arasında müsaadekar başkanın uygun başkan olduğuna dair genel bir izlenim vardır. Gerçekte yeni incelemeler, bazı grupların başkandan daha fazla talimat beklediklerini ve müsaadekar liderle çalışmaktan rahatsız olduklarını göstermektedir.
Toplum projelerinde, davranış üzerindeki kültürel etkilere dair enteresan bir açıklama, bir çok büyük Amerikan şehirlerinde toplum komiteleri üzerinde halkın “uysal, iyi niyetli adam” olarak yaptığı etki derecesini göstermektedir. Çok kez, aksi duygular besledikleri meselelerde dahi “yapmadan edemem”, “yaparsam iyi olmaz”, “nasıl olsa geçecek ve neme lazım” şeklinde düşünceleri dolayısı ile bir hareket veya faaliyeti destekleyeceklerdir. Böyle adamların çoğu için bunun, toplumda başarılı olmada, iyi izlenim hasıl etmede, kendi kişisel şöhretini tesis etmede oynanan büyük oyunun bir kısmı olarak görülmektedir. Bu, Riesman’ın kendi şahsi iş ve meslek hayatı ile hareket serbestliğinin Amerikan toplumunda ziyadesi ile yayılmış vaziyette bulunduğuna dair müşahedesine uygundur. Daha önce açık bir şekilde işten ayrı tutulmuş eğlenti faaliyetleri iş münasebetlerinin bir kısmı haline gelmiştir. Hoşa gitme veya sevimlilik gibi daha önce iş yeterliği konusuna aykırı sayılan şahsiyet cepheleri iş hayatında gittikçe daha fazla rol oynamaya başlamış bulunmaktadır.
Tarih: 2016-03-02 01:56:31 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Sosyal Kültürel Örnekler Nedir
Yunanistan’a dair son bir rapor, yunanlıların dehşetli bir şekilde sadık bulundukları “bir grup içinde doğmuş” olduklarına işaret etmektedir. Bundan başka onlar, bu grup üyelerle işbirliği yapmağa alışkın olup, büyük kişisel fedakarlıkla grup için anlamı olan grup projelerini yürütürler. Anacak şahsi olamayan büyük amaçlar için işbirliği arayan hükümet, düşüncelerine karşı bir dirençle karşılaşır.
Hükümet işbirliğini, hem on günde bir çıkan neşriyatında ve hem de öğüdünün ifadesinde, harple eşit değerde tutmaya çalışıyordu. Fakat kırıp ayırıcı santralizasyon, nefret edilen müdahale değişmeyip halile kalmaktadır. Çiftçilerden “mecburi serbest iş” istenmekte, ve köylerin ıslahı için mecburi kooperatiflerden müteşekkil bir sınıf bulunmaktadır. Bunlar uzun deney sonucu doğan hünerle atlatılıyor, bir köy projesi üzerinde çalışmak üzere sabahın dördünde kilise çanı çalındığında herkesin kalktığı bir köye dair de son bir rapor bulunmaktadır. İş, yeteneği ve fark gözetmemesile saygı gösteren bir köylünün liderliği altında yapılmıştır. Önceden mevcut işbirliği örneği kullanıldığında ortak refah için köylülerin elbirliği ile çalıştıkları görülmektedir.
Bir çok toplumların, hangi grupların diğer bazı gruplarla, hangi cins proje üzerinde, ve hangi özel usul dairesinde işbirliği halinde çalışacaklarını tayin yönünden deneyleri vardır. Yazar, toplum idare meclisi tarafından başlatılan hemen her projenin, Anglikan müstesna, her kilise tarafından tam destek bulduğu bir toplum hatırlamaktadır. Bu başlangıçta sadece Anglikan yüz papazının direnci gibi görülmüşse de daha yakından yapılan inceleme, Anglikanların gelenek itibariyle ayrı kalmış yüksek bir sınıf olduklarını ve katolik, kilisesinden şüphe ettiklerini göstermişlerdir. Hakikatte, toplumun akıllı insanları şöyle diyecekler: “Bu şimdiye kadar böyle olagelmiştir; Katolikler içeri girerse, Anglikanlar dışarıda kalır”. Başka toplumlarda kenarda kalmağa hazırlananlar, başka kiliseler, başka sınıflar ve başka olacaktır. Ancak bir çok toplumların özel çalışma usulleri, neyin “doğru ve uygun” eylem metodu olduğuna dair kendi kavramları, ve hareket için en uygun temponun ne olduğuna dair kendi duyguları vardır.
Dört kültürde toplum davranışına dair son bir tahlil bu nokta da öğreticidir. Bu inceleme, başkan ve komite üyelerinin üzerlerine aldıkları tamamen farklı sorumlulukları, ve Çin, Birleşik Amerika, Yakın Doğu, ve Güney Amerika’da komite dahilinde iş idare etmenin oldukça farklı usullerini göstermektedir. Tasdik edilmesi daha az kolay olan şey, Birleşik Amerika ve Kanada içerisinde değişik gruplar arasında da bazı farkların bulunduğudur. Islahatçı eğiticiler arasında müsaadekar başkanın uygun başkan olduğuna dair genel bir izlenim vardır. Gerçekte yeni incelemeler, bazı grupların başkandan daha fazla talimat beklediklerini ve müsaadekar liderle çalışmaktan rahatsız olduklarını göstermektedir.
Toplum projelerinde, davranış üzerindeki kültürel etkilere dair enteresan bir açıklama, bir çok büyük Amerikan şehirlerinde toplum komiteleri üzerinde halkın “uysal, iyi niyetli adam” olarak yaptığı etki derecesini göstermektedir. Çok kez, aksi duygular besledikleri meselelerde dahi “yapmadan edemem”, “yaparsam iyi olmaz”, “nasıl olsa geçecek ve neme lazım” şeklinde düşünceleri dolayısı ile bir hareket veya faaliyeti destekleyeceklerdir. Böyle adamların çoğu için bunun, toplumda başarılı olmada, iyi izlenim hasıl etmede, kendi kişisel şöhretini tesis etmede oynanan büyük oyunun bir kısmı olarak görülmektedir. Bu, Riesman’ın kendi şahsi iş ve meslek hayatı ile hareket serbestliğinin Amerikan toplumunda ziyadesi ile yayılmış vaziyette bulunduğuna dair müşahedesine uygundur. Daha önce açık bir şekilde işten ayrı tutulmuş eğlenti faaliyetleri iş münasebetlerinin bir kısmı haline gelmiştir. Hoşa gitme veya sevimlilik gibi daha önce iş yeterliği konusuna aykırı sayılan şahsiyet cepheleri iş hayatında gittikçe daha fazla rol oynamaya başlamış bulunmaktadır.
Tarih: 2016-03-02 01:56:31 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx